19 Ağustos 2010 Perşembe

Ey Ruh! Geldiysen Ses Ver. 2-2



Galatasaray UEFA Avrupa Ligi play-off ilk maçında Ukrayna'nın Karpaty takımını konuk etti bir zamanları "cehennemi" Ali Sami Yen'de.

İki hafta önce oynanan maçtan farklı olan tek durum rakipti. OFK Belgrad yerine Karpaty Lviv geldi rakip olarak. İkisi de Galatasaray ayarında değil. (Hoş, bu haftaki maçlarda takımlarımızdan sadece Trabzon'un rakibi bizimkilerden üstündü.) Rakip değişse de kabus aynı. En alt sınıf takımlar bile ellerini kollarını sallaya sallaya evlerine döner oldular.

Galatasaray, güya Sivas mağlubiyetinin acısını unutturacaktı ama az kalsın S.Bükreş kazası tekrarlanıyordu. Bir takım nasıl gün geçtikçe ruhsuz olur, giderek çöker canlı örneği var karşımızda. Eski Galatasaray, bugünkü maçın ikinci yarısının ilk 15-20 dakikasındaki gibiydi, her noktada pres yapan, rakibi sahasında hapseden, nefes almaya vakit bırakmayan bir takımdı. Şimdi ise rakip nefes almayı bırakın, piknikte top oynarcasına rahat dolaşıyor her bölgede.

34. dakikada Kozhanov, Ali Turan'ın hatasında; 41. dakikada bu kez Hakan Balta'nın hatasında Zerjov'uun golüyle yenik duruma düştü. Hata demişken Aykut'un hakkını yemeyelim, be kardeşim eşek bile bir kez düştüğü yerden bir daha geçmez, sen 3 haftadır aynı golü yemekten çekinmiyorsun. Kendine gelmen için n'apmak gerek söyle de onu bari yapalım.

Rijkaard, inanılmaz işlere imza atmaya devam ediyor. Sivas maçındaki Emre sürprizinden sonra bu kez M.Battal sürprizi vardı. Hocam madem adam sağlam neden yanında oturuyor. 30. dakika da genç bir oyuncuyu oyundan almak ne derece mantıklı. Oyundan alınacak o kadar adam varken sahada -Serdar, Ayhan, A.Turan - bula bula onu mu buldun. (Allah'tan, şimdiye kadar bu riskli tercihler tuttu. Geçen yıl da Caner'i almış ondan sonra düzelmişti takım.)

İkinci yarının ilk bölümündeki inanılmaz baskı (inanılmaz diyorum çünkü Galatasaray'ı baskı yaparken görmek pek mümkün değil artık) Kewell, Baros ortaklığıyla beraberliği getirdi. Şu Kewell ve Baros iyi ki takımda kalmış, bir de Neil. 6 yabancı var takımda iş yapanlar sahada, yatanlar tribünde çekirdek keyfinde.

Bu Serdar Özkan, Ali Turan ne zaman kendilerini gösterecekler merak ediyorum. İkisini toplasan bir Sabri etmiyor arkadaş. Sabri'yi mumla arayacağımızı söyleseler inanmazdım. Adam tek başına sağ kanadı parselliyor gene de bir 90.dk.lık performans bırakıyordu geriye.

Önceden, yedek kulübesinde, Kewell, Nonda, Keita vb. isimler otururken şimdi Barış, Musa, Emre gibi isimler oturuyor. Adnan Polat "Uefa Kriterleri" diye tuttura tuttura takımı ne hale getirdi. Şu 2012 gelsin kriterler yürürlüğe girsin diğer takımlar ne yapacak çok merak ediyorum. Zira iki yıldır kriter diye tutturan Polat'tan başka kimse yok. Ya tek uyanık o ya da uyuyan o.

Pabucun pahalı olduğunu anlayan Galatasaray haftaya deplasmandan zar zor turu alır gelir, sonrasını da -farklı olacağını pek sanmasam da- o zaman konuşuruz.

Hiç yorum yok: