31 Ocak 2011 Pazartesi

Yeni Araçlar Gelmeye Devam Ediyor.

Team Lotus
Sauber Ferrari


Lotus Renault


Yeni sezonun başlamasına bir ay gibi kısa bir süre kala, formula 1 takımları yeni araçlarını tanıtmaya devam ediyorlar. Son olarak karşımıza çıkan araçlar da işte bunlar. Bakalım görünüşleri kadar hızları da güzel olacak mı?

Bu gün, Mercedes GP ve geçen yılın şampiyonu Red Bull araçlarını tanıtacak. Onları da sitemizden görebilirsiniz.



28 Ocak 2011 Cuma

Biz Daha İyisini Yapana Kadar, En İyisi Bu!...




25. Üniversite Kış Olimpiyatları Erzurum'da başladı dün geceki muhteşem törenle.

Muheteşem diyorum, biz yaptık diye değil gerçekten öyle olduğu için. Anadolu Ateşi'nin 1500 dansçıyla oluşturduğu koreografi izleyenlerin ağzını açık bıraktı. Yabancı sporcuların gözlerindeki hayranlık ifadesini görmek "Bütün yorgunluğa, masrafa değdi." dedirtti. Ciritçilerin sahaya girmesi, Selçuklu devletinin simgesi çift başlı kartalın uçurulması, gökyüzüne süzülen semazenler her şey harikaydı.

Bir kez daha gördük ki, biz bir şey yaparsak en iyisini yapıyoruz. Tamam teknoloji olarak fazla bir materyal yoktu ortada, hele Pekin Olimpiyatları'ndaki (aslında karşılaştırmak bile doğru değil) teknolojinin yanında hiç bir şey kullanılmamış diyebiliriz ama teknolojinin içinde boğulmadan da mükemmel bir açılış nasıl yapılırmış herkese gösterdik.

87 yaşındaki FISU başkanının yorgunluktan kısılmış gözleri hayranlıkla açıldı, kendini alkışlamaktan alıkoyamadı. Bize bu gururu yaşatan herkese teşekkürler.

Gelelim aksaklıklara. Yazalım ki, bir dahakine daha güzel yapalım.
İlk göze batan, ülkelerin giriş sırasında çalan müziğin hep aynı melodi ve banttan verilmesiydi. Kortej geçişi boyunca sahnedeki müzisyenler soğuktan dondular, bir ara müzik aletlerini bile örttüler. Geçiş esnasında kültürel ezgilerimiz arka fonda canlı olarak çalsa, geçiş öyle yapılsa daha güzel olmaz mıydı?

Diğer bir konu, meşale yakımı. 4 ayrı sporcu, sahanın 4 köşesindeki meşaleleri tutuşturunca herkes devamını bekledi. Maalesef devamı gelmedi. Bütün olimpiyat açılışlarının en heyecanlı ve en ilginç kısmıdır olimpiyat ateşinin yakılması.
Başka bir yol bulunabilirdi, mesela 4 köşedeki meşale, yanarak ortada birleşir ve ana meşaleyi yakardı vb. Kısaca, meşale töreni çok sönüktü.

Diğer bir husus, içeriye alınmayan gönüllüler. Bu oyunlar için memleketlerine gitmemiş, beş kuruş para almadan o soğukta çırpınan o insanlara verilen sözlerin tutulmaması. Emeklerinin karşılığı olarak en azından bir köşede onlara da yer ayrılmasıydı. Stadda, kameralara yansıyan onca lüzumsuz insan vardı. Hadi stadda olmaz dedin, bari sporcusu olmayan kafileler cenaze alayı gibi 3 kişiyle yürüyeceklerine arkalarında yürümeye razı olacak onlarca gönüllülerle yürüselerdi.

Velhasıl, artısıyla eksisiyle harika bir açılış oldu. Eminim kapanış da aynı güzellikte olur. Oyunlar açısından pek iç açıcı bir durumda değiliz ama biz zaten bunu bilerek girmiştik. O yüzden pek üzülmüyoruz, şimdilik...

2011'in İlk Otomobili: F150


2011 sezonu için ilk tanıtım, Ferrari'nin Maranello'daki fabrikasında gerçekleşti ve Ferrari 2011 aracı F150'yi Formula 1 dünyasına tanıttı.

Aracın adı İtalya'nın birleşmesinin 150. yılına atfen "F150" olarak açıklanmıştı.
Yeni aracı önce Alonso, sonra Massa kullanacak.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Taylor, Ayrılık Acısından Gitmiş...



Fanatik gazatesinin haberine göre,

Sezona Euroleague şampiyonluğu parolası ile başlayan, başta Diana Taurasi olmak üzere bir çok yıldızı kadrosuna katan Fenerbahçe’de yaprak dökümü devam ediyor. Dünya’nın en iyi oyuncusu olarak gösterilen Diana Taurasi’nin doping yaptığı gerekçesi ile sözleşmesinin feshedilmesinin ardından, Penny Taylor da takımda kalmadı. Taurasi ile iki yıldır beraber olan Avustralyalı yıldız, partnerinin ayrılığına dayanamadı ve soluğu ABD’de aldı. Penny Taylor çarşamba günü oynanacak olan Ekaterinburg maçı öncesi de takımını yalnız bırakmış oldu. Sarı-Lacivertliler’in ikna çabalarına rağmen, kararından dönmeyen Avustralyalı yıldız Euroleague’de 19.2 sayı, 7.6 ribaunt ve 3.7 asist ortalamaları yakalamıştı.

WNBA’DE de aynı takımda oynayan ikili, bu sezon başında Fenerbahçe’de buluşmuştu. Geçen yıl Spartak Moskova forması giyen Taurasi, Taylor’u görmek için sık sık İstanbul’a gelirken, Fenerbahçe’yi tercih etmesindeki etkenlerden biri de, partnerinin Sarı-Lacivertli formayı giyiyor olmasıydı.

16 Ocak 2011 Pazar

Kanal D, Açılışın İçine ....


Dün gece, Türk Futbol Tarihi'nde bir dönüm noktası yaşandı. Türk Futbolu yeni bir saha kazandı.


Ali Sami Yen Spor Kompleksi'ndeki Türk Telekom Arena Stadı'nın açılışı yapıldı büyük bir törenle.


Ben törenin içeriğiyle ya da yaşananlarla değil, tören de olup bitenleri dış dünyaya aktarmakla görevini üstlenen kurumdan, Kanal D'den bahsedeceğim.



Açılış saat 18.00 de başladı malum, o saate kadar ne izledik peki? Fatma Gül'ün Suçu Ne?

Ne bir ara bülten, ne başka bir bilgi içerikli program yayınlandı o saate kadar. Haberi olmayanlar olsa hangi kanalda olduğuna dair, kimse Kanal D'de olduğunu anlamayacak.



Yayına girdiler, karşımızda kimsenin beklemediği -aslında beklediği ama keşke onlar olmasa dediği- iki insan, İlker Yasin ve M.Ali Birand.



Aynı yayında birbirlerinden habersiz bilgi verme telaşındalar. Ellerinde ortak bir metin yok. İ.Yasin'in dediğini Birand, Birand'ın dediğini İ.Yasin ilk kez duyuyor.



Açılış töreni başladı, tribünler cıvıl cıvıl, zemin üzerine gösteriler var, Kanal D nereyi gösteriyor? "Çatı Bağlantı Noktalarını."



Perdenin üzerinde dansçılar koreografi (kareografi yanlış yazım) sergilerken en alakasız yer, stadın dışı gösteriliyor.



Gene dansçılar sahadayken bütün dansçılar ortada aynı hareketlerle şov yaparken sadece biri farklı hareketlerle temayı sergiliyor, Kanal D kameraları neyi gösteriyor dersiniz? Aynı hareketleri yapan diğer dançıları.



Törenin en güzel yerinde röportaj alınıp, seyirci gösterilerden mahrum bırakılarak mikrofon tutulan kişilerin sıradan cümlelerini dinliyor. Ben sahadaki gösteriyi izlemek istiyorum arkadaş, bana ne Şahan Gökbakar'ın düşüncelerinden? Haa, ille yapacak mısın röportaj? Ver o zaman adımın sesini ekrana, biz görüntüyü izlemeye devam edelim? Bunu da mı akıl edemiyorsunuz?

Bir de reklam durumu var. Hangi açılış töreninde gördünüz reklam arası verildiğini? TRT, 3-4 saatlik açılışı kesintisiz yayınlıyor. Senin yayınladığın açılış taş çatlasın 1.5 saat. Bunu reklamlarla kirletmenin ne gereği var?



Açılış törenini sunan efendilerin açılış töreniyle ilgili hiç bir bilgileri yok. Şuan ne sergileniyor, biraz sonra ne sergilenecek, sahnedeki gösteri neyi anlatıyor hiç bir fikirleri yok. Kardeşim bir bilgi istemek bu kadar mı zor sağdan soldan? Koskoca kanalın spor müdürüsün, bir telefonla eline bir sürü bilgi gelir. Bir tarihe tanıklık ediyorsun bari işini tam yap.



Geçen gün TRT'ye verdik veriştirdik. (http://sportifkeyif.blogspot.com/2011/01/bu-ayp-senin-trt.html) Yiğidi öldürsek de hakkını verelim adamlar bu işi iyi yapıyor. Sahnede kaç tane dansçı var, kim kaç gün çalışmış, sırada neler var, şu hareket ne anlama geliyor? Hepsini bir bir söylüyorlar. Kanal D'nin spikerleri de TRT kökenli ama anlaşılan o köklerden eser kalmamış.

Gelelim maç yayınına. Yaptıkları tek olumulu şey, Euro Futbol'da şifreyi kaldırmaları oldu. Gerisi aynı terane.

Maçı İlker Yasin anlattı (maalesef). Kazım'a Culio demekten vaz geçmedi hiç. Oneil diye bir oyuncuyu kadroda görmemekten bahsetti. Oneil'in Neill olduğunu 30. dakika da öğrendi. Hele Suarez'in kaçırdığı değerlendiremediği gol pozisyonunu öyle bir anlattı ki, sanırsınız özellikle birileri tarafından maçı anlatması istenmiş.

Suarez'in maddi değerinden, iyi oyunculuğundan, Lugano'nun en yakın arkadaşı olduğundan (bu bilgiyi de n'apacaksak artık), çok seri olduğundan falan bahsederken o golü kaçırınca söylediği cümleler aynen şunlar: "Aman Allah'ım. İşte Suarez! 24 milyon euro dedik, avrupanın bütün takımlarının gözdesi dedik, her şeyi dedik, nazar değdirdik belki."

Suarez'in başka bir pozisyonunda Ufuk kurtarınca kurduğu cümle ise aynen şu: "Bravo demek zorundayız Ufuk'a"

Artık yorum sizin...

İlker Bey, artık siz maç anlatmayın olur mu? Masanızın başında oturun, sağa sola telefon edin, spor haberlerini sunun. Olmadı emekli olun yan gelip yatın ama maç anlatmayın.

Sesi bir spikere göre çok ince olsa da Cem Yılmaz anlatsın, Rüştü'nün orasından burasından öpen, Evra'nın 24 kardeşinin seceresini çıkaran Ertem Şener anlatsın, iki kelimeyi biraraya getiremeyen Sabri Ugan anlatsın, canı istediğinde amatör küme maçında bile insanı heyecanlandıracak kadar güzel anlatsa da istemediğinde insanı sıkıntıdan öldüren Gökhan Telkenar anlatsın ama n'olur siz anlatmayın.

Hiç kimse bulamıyorsanız, anlatmayın biz hem anlarır hem izleriz....


14 Ocak 2011 Cuma

Bu Ayıp Senin TRT!





Ali Sami Yen'e veda töreninin yayın hakları TRT'deydi. TRT ne yaptı peki? Türkiye genelinde yayın yapan onca şifresiz kanalı varken gitti TRT HD kanalında yayınladı?
Bu kanalı kim izleyebiliyor? Sadece Dsmart ve Digitürk üyeleri. Tabii her Dsmart'ı ve Digitürk'ü olan izleyemiyor HD paketinizin olması gerekiyor HD kanalları izlemek için. 10 milyon Digitürk ve Dsmart kullanıcısı varsa bunlardan 1 milyonu ancak HD paketine sahip. Onlardan da kaç kişi izledi bunu orası muamma. Ama izlemek isteyen milyonlarca Galatasaray'lı bu maçı TRT HD'de yayınlama kararı alanlara bol bol dua (!) ettiği kesin.

TRT yönetiminin kulaklarını çınlatacak bir gelişme daha var.

Ocak ayının sonunda başlayacak olan Universiade 2011 oyunlarının yayın hakkı TRT'de ve gene TRT HD kanalında yayınlanacakmış müsabakalar son anda bir değişiklik olmazken.

TRT'nin uydudan yayın yapan ve her kesim tarafından izlenebilen kanalları şunlar:
TRT 1
TRT 3 (TRT Spor)
TRT 4
TRT 5
TRT 6
TRT HABER
TRT TÜRK
TRT Gap
TRT Avaz
TRT Çocuk
TRT Belgesel
TRT Müzik
TRT Arapça

Özel HD paketle izlenebilen tek kanal ise:
TRT HD

Bunca geniş içerikli kanalı dururken, hatta bir spor kanalı kurmuşken ne diye böyle bir karar alırlar anlaşılır iş değil. Bir sürü aynı içerikli kanal var. TRT Haber, TRT Türk haber kanalı üzerine yayın yapıyorlar. TRT Gap, TRT AVAZ, TRT Belgesel, TRT 5 ise genelde yöresel haberler ve belgesel niteliğinde programlar yayınlanıyor.

TRT 3 (TRT Spor) ise akşama kadar Meclis TV'yle ortak yayında. Ayır haber kanallarından birini Meclis TV'ye. Elinde o kadar kaynak var geçmiş spor müsabakalarına ait. Altyapını hazırlayana kadar da yayınla onları TRT 3'te nostalji kuşağı adıyla ama ne hikmetse bu kadar basit bir çözüm bile hiç bir yetkilinin aklına gelmiyor.

Şimdi ne olacak? Eğer bir sporcumuz madalya şansı olan bir karşılaşmaya çıkacaksa hemen TRT 1'e ortak yayınla bağlancaklar, sonrası gene aynı terane...
Diğer sporcuların mücadelesini göremeyeceğiz, ülkemizin ilk kez ev sahipliği yaptığı böyle bir organizasyonda.

Ne diyelim TRT? Sen bizi böyle organizasyonlardan mahrum ediyorsun ya, hepimizin cebinden kesip senin kasana koydukları vergiler var ya?
Ha işte onlar fitil fitil burnundan gelsin e mi? [Rahmetli babaannemden kalan bir hatıraydı bu cümle :)]

12 Ocak 2011 Çarşamba

Sen Kimin Federasyonusun?



Olanlardan haberiniz var mı bilmiyorum.

Basketbol Federasyonu aldığı kararla, "Sporcular bundan sonra doping örneklerini Köln, Monaco ya da Hacettepe'deki doping merkezlerinden istediği her hangi birine gönderebileceğini" açıkladı.

Bu karara yol açan olaysa şu: Taurasi'nin dopingli çıkmasıyla şoka giren Fenerbahçe'li bayan basketbolculardan Harokova ve Taylor Beşiktaş maçı sonrası doping kontrolüne girmeyi reddettiler. İkna çabaları sonuç vermeyince kendilerine "Numunelerin -ülkemizde değil de- Köln'deki doping merkezinde açılacağı" garantisi verilince bu iki isim doping testine girdi ve kendilerine garantisi verile o söz basketbol federasyonu tarafından gecikmeden yerine getirildi.

Avrupa ve Dünya Şampiyonası gibi büyük organizasyonlarda bile bütün dünya takımlarının örneklerini kontrol eden ve kimsenin bir kusur bulmadığı, WADA tarafından sürekli denetlenen ve bu alanda milyon dolarlık yatırımlar yapan ülkemizin kuruluşu Hacettepe Üniversitesi Doping Kontrol Merkezi'nin yok sayılması, bu kurumda çalışan kişilerin toplum gözünde "şüpheyle bakılan insanlar" sınıfına
sokulmasını engellemek yerine destek oldu basketbol federasyonu.

Bu federasyonun ilk vukuatı da değil. Aynı kategorideki maçlara "takıma özel" muameleler yapmak onların bir geleneği haline geldi. FB Ülker-Efes Pilsen derbisine bütün kapılardan, sıradan bir aramayla girilirken Olin Edirne-Galatasaray CC. maçına 7000 küsur kişi tek kapıdan ve didik didik aranarak hatta bayanların botların içlerine bile bakılarak sokulması farklı muamemelerin bir göstergesi.

Ayrıca bazı takımların avrupa maçı var diye lig maçlarının istedikleri güne kaydırılırken, rum kesimindeki çapulcuların saldırısından sağ çıkan Karşıyaka ekibine sadece 1 günlük bir erteleme yapmaları da federasyonun kime hizmet ettiğini açıkça ortaya koyuyor.

Baskebol federasyonu sen hangi ülkeye aitsin? Türkiye Cumhuriyeti'ne mi yoksa Fenerbahçe Cumhuriyeti'ne mi?




Doktor'dan Duygusal Veda: "Bye Bye Baby"



Moto Gp 2010 sezonu geçen ay İspanya, Valencia'da yapılan yarışla sona ermiş,. podyum, daha önce şampiyonluğunu ilan etmiş olan J.Lorenzo, C.Stoner ve V.Rossi şeklinde oluşmuştu.

Sezonun son yarışı olması itibariyle bir çok veda yaşandı takımlarda. En dikkat çekici değişimler: B.Spies, Yamaha pilot takımdan fabrika takımına, C.Stoner Ducati'den Honda fabrika takımına ve efsane isim "Doktor" V.Rossi Yamaha'dan Ducati'ye şeklinde oluştu.

Yer İspanya, şampiyonda İspanyol Lorenzo olunca tribün ve taraftar şovunun onlardan olması bekleniyordu gerçi oldu da ama Rossi'nin şovu her zamanki gibi diğerlerini gölgede bıraktı.

Yamaha takımına tarihinin en parlak günlerini yaşatan, 46 no'lu formasıyla tam 46 birincilik kazandıran Rossi duygusal anlar yaşayarak takımına ve motorsikletine veda etti. Yarış bitince Yamaha takımının ve taraftarlarının Rossi'ye ithafen "Bye Bye Baby" yazılı tişörtler giymesi çok güzeldi.

Ama tribünde canlı canlı izleyenlerin ve ekran başında gören milyonların duygulandığı öyle bir an var ki, o ânı anlatmaya kelimeler yetersiz kalır âdeta.

Rossi, yarış bitip selamlama turunu atarken motorunu kenara çekti, önünde diz çöküp sarılmaya, öpmeye başladı. İnsanın tüylerini diken diken eden, içini burkan bir görüntüydü.

Bu iki efsanenin vedası ekranlara işte böyle yansıdı.


Yen Dedi, Yendin...




Daha doğduğunda Ali Sami Yen diye fısıldadı kulağına o “ses” adını...

Bir babanın çocuğuna vasiyeti gibi, Ali Sami Yen dedi...

Sami Yen dedi... Yen dedi...

Yen dedi yendin...Yendin bu alemde yenilecek ne varsa birer birer...

Önce ümitsizliğimizi yendin...

“Galatasaray’ın olduğu yerde umut hep vardır” diyerek yendin...

Yendin işte...

Takarken altı kez krallık tacını, gururu taç yaptın başlarımıza,

Ve fakat kralların kibrini yendin o müthiş tevazunda...Yendin...

Tıpkı, “Sevenleri üzmeyelim baba” dediğinde,

Renklerin paraya esaretini yendiğin gibi...Yendin bir kere daha...

Çanakkale’deki kınalı kuzulardan mirasdı başkaldırışın yedi düvele.

Kurtuluş savaşına taşınan mermilerin ışıltısıyla,

Yendin bu topraklarda karanlığı en umutsuz zamanda.. . Yendin...

Milan’ı, Manchester’ı sildin devler liginden en mağrur anlarında...

Barselona’yı, Real Madrid’i devirdin,yendin...Yendin...

Açıldıysa ilk sen açtın bu ülkenin kapılarını Avrupa’ya...

Sen getirdin tarihin en büyük şeref madalyasını bu coğrafyaya.

Ülkemin yüzyıllık yalnızlığını yendin dünyada...

Duyuldu adın Cezayir’den Çin’e, Kenya’dan Arjantin’e,

Kimsesizliğimizi yendin bir anda...Yen dedi yendin...

Yendin bu dünyada yenilecek ne varsa birer birer , yendin...

Çünkü... Sen... Ali Sami Yen’din...

Şimdi, gidiyoruz işte...Çığlıklarımızı, hasretimizi ve göz yaşlarımızı bırakıp çimlerine,

Kahraman ruhunu ödünç alıp götürüyoruz gittiğimiz yere,

Adını yazmak için yepyeni zaferlere...
........
Ali Sami YEN, sonsuza kadar....

7 Ocak 2011 Cuma

Efes'i Bitirdiler....





Mecliste kabul edilen yeni yasa Türk Basketbol'unun devlerinden Efes Pilsen'i tarih sahnesine gönderiyor.

Kabul edilen yeni, alkol ve tütün yasası gereğince Efes Pilsen 1 yıllık uyum süreci içinde adını ve logosunu değiştirmek zorunda.

8 ay önce hazırlıkları başlayan yeni yönetmelik, başta Efes Pilsen olmak üzere alkollü içki markalarından ismini alan spor kulüplerinin kapısına kilit vurulacağı kaygısı yaratmıştı. Ancak bugün resmi gazetede yayınlanan, tam adıyla, "tütün ve alkollü içkilerin satış ve sunumuna ilişkin esas ve usüller hakkındaki yönetmelik" 1 yıllık uyum süresini ön görüyor.

Yönetmeliğin 24. maddesine göre, alkollü içkilerin satışında, sporu çağırıştıracak ifadelere yer verilemeyecek. Ayrıca spor kulüpleri isim ve tanıtımlarında alkollü içki markalarını çağırıştıracak isim, logo ve amblem kullanamayacak.

Bu çerçevede 1976'da kurulduktan sonra 13 lig şampiyonluğu ve Avrupa'da 1 kupa kazanan Efes Pilsen Spor Kulübü 1 yıl içinde ismini değiştirmek zorunda...

Efes Pilsen'in, yeni isminde kesinlikle "pilsen" ifadesi yer alamayacak. "Efes" ise önüne ya da arkasına başka bir isim getirilerek kullanılabilecek.

6 Ocak 2011 Perşembe

İşte Ali Sami Yen'e Veda Formaları.



Galatasaray'ın Ali Sami Yen'e veda, Türk Telekom Arena'ya Merhaba konseptiyle hazırladığı yeni formaların lansmanı yapıldı.


Yeni formalar daha önce de giyilmiş olan çubuklu forma şeklinde. Bir çok kesim tarafından bu özel güne ait müthiş forma tasarımları vardı ama her şeyi çok iyi bilen (!) yönetim bu formaları düşünmüş.

Kısacası, bu formalar da bu yönetimin beceriksizlik hanesine yazıldı.

5 Ocak 2011 Çarşamba

Orada Neler Oluyor?





Fenerbahçe Bayan Basketbol Şubesi'ndeki doping skandalını duymuşsunuzdur. Duymadıysanız da kimse şaşırmaz. Zira Ermal Kuqo, Kerem Gönlüm gibi sıradan oyuncular, ülke çapında ünlü isimler de doping çıktığında ortalık ayağa kalkmış, bu iki isimde doping maddesine rastlanması skandal olarak nitelenmişti.

Öyle ki, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Efes'in şampiyonluğuyla sonuçlanan o seriden sonra küplere binmiş hatta bütün Efes takımının incelenmesi gerektiğini söylemişti. Israrla maçın tekrarını da istediler.

Gelgelelim, kendi oyuncularında hem de öyle böyle bir oyuncu değil bayan basketbolu denilince dünyada ilk akla gelen isim olan Diana Taurasi'de rastlanılan doping maddesi sonucunda ne kulüpten ne de yönetimden bir açıklama geldi. Asıl skandal olan bu olay karşısında hâlâ sessiz kalmaya devam ediyorlar. Belki de daha önce rakiplerinde olan aynı durum karşısında haddinden fazla yaygara yaptıklarının farkındalar ve o yüzden ses çıkmıyorlar daha doğrusu ses çıkaracak hakkı kendilerinde görmüyorlar.

Bir başka durum daha var. Beşiktaş'la oynanan derbi maçtan sonra Penny Taylor doping testine çağrılmış ama Taylor, numunelerin Ankara'da açılmasını gerekçe göstererek teste girmeyi reddetmiş. Bunun üzerine yönetim araya girerek kendisine numunesinin "Köln"de açılacağı garantisini verdikten sonra teste girmeye ikna olmuş.

Birilerinin Taylor'a hangi ülkede oynadığını hatırlatması gerek. Bu ülkede oynuyorsan bu ülkenin kurallarına tâbi olacaksın. Eğer yöneticilerin söylediği Köln garantisi doğruysa Fenerbahçe Yönetimi'nin Basketbol Federesyonu üzerinde ne kadar etkin olduğu bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

Bu arada yönetim Taurasi'nin alternatifini hemen aldı. 2010 Dünya Şampiyonası'nda ABD'nin Taurasi'den sonra en skorer 2. ismi olan Angel McCoughtry artık Fenerbahçe forması giyecek. Angel, Eurolig'de Fenerbahçe'ye karşı oynamış ve bir maçta 39 sayı atmıştı.

4 Ocak 2011 Salı

İlkay'da "Almanya" Dedi...




Bundesliga ekiplerinden 1. FC Nürnberg'de top koşturan 20 yaşındaki orta saha oyuncusu yaptığı açıklamada "Kararımı Almanya'dan yana kullandım. Benim için zor bir karar oldu. Almanya'da doğdum ama bir Türk gibi büyüdüm. Ailem kararı bana bıraktı, bende kararı yanlız başıma verdim. Bundan sonra olanlardan ben sorumluyum" ifadelerini kullandı.

Kendisiyle yapılan ve genç futbolcunun imzasıyla yayınlanan bir boşluk doldurma testinde Almanya Milli Takımı'nı seçme nedenini özetleyen 20 yaşındaki futbolcu, her yaş kategorisinde forma giydiği için milli takım konusundaki tercihini Almanya'dan yana kullandığını ifade etti.

Nürnberg'de oynayan ve yakın arkadaşı olan Mehmet Ekici'nin Türk Milli Takımı seçimi hakkında da konuşan İlkay, "onunla aynı Milli Takım'da oynayamayacağım için üzgünüm" dedi. Halen Almanya Ümit Milli Takımı formasını giyen İlkay Gündoğan, Bundesliğa'nın ilk yarısında üstün performansı ile gündeme oturdu. 2012 yılına kadar Nürnberg'de sözleşmesi devam eden genç oyuncuya Almanya ve İngiltere'den önemli kulüplerin ilgilendiği biliniyor.

3 Ocak 2011 Pazartesi

Fenerbahçe'nin Dünyaca Ünlü Yıldızının Dopingi Kesinleşti.


Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı'nın son iki resmi maçında forma giymeyen dünya yıldızı Diana Taurasi'nin, Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi'nde İstanbul Üniversitesi'ne karşı yaptığı maçın ardından yapılan doping testi pozitif çıkmıştı.

Ardından iki maçta forma giymeyen oyuncunun sakat olduğu açıklanmış, fakat "gizli kalmasını" istemesine rağmen doping testinin pozitif olduğu medyaya yansıdı. Bu olaya Fenerbahçe Kulübü de tepki göstermiş ve ABD'li basketbolcunun B numunesinin açılması talebinde bulunulduğu açıklanmıştı.

Dünya yıldızı oyuncunun idrarında ortaya çıkan yasaklı maddenin, bugün açılan ikinci numunede de yer aldığı belirtildi.

Hacettepe Tıp Fakültesi'nde açılan numuneden de pozitif sonuç çıkması nedeniyle oyuncunun ağır bir ceza alması bekleniyor. Oyuncu sözleşmelerinde bu konuya titiz şekilde yaklaşan Fenerbahçe Kulübünün ise sonuçlara itiraz edip etmeyeceği veya oyuncuyla yollarını ayırıp ayırmayacağı merak ediliyor.

Dün yaptığı açıklamada Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım Taurasi'nin doping yapmadığını ve yorum yapmadan B numunesi sonucunu beklediklerini belirtmişti. Asbaşkan Şekip Mosturoğlu ise kulüp olarak doping konusunda toleranslarının bulunmadığını, tüm sporculardan dopingle ilgili taahhütnameler aldıklarını ve sözleşmelerinde bunun bulunduğunu kaydetmişti.

Dünyanın en iyi bayan basketbolcularından biri olarak gösterilen Taurasi, Fenerbahçe formasıyla harikalar yaratıyordu. Yıldız basketbolcu Euroleague’de 24.6 sayı, 5.4 ribaunt, 4.7 asist ortalamaları tuttururken, Türkiye Ligi’nde de 14.5 sayı, 5.1 ribaunt ve 4.1 asist ortalamalarıyla oynuyordu.

Taurasi WBNA'de uzun yıllar forma giymiş, defalarca şampiyonluk yaşamış, ligin sayı kraliçesi olmuş, en değerli oyuncusu seçilmişti. Dünyanın en iyi kadın baksetbolcuları arasında gösterilen ABD'li oyuncu, ülke milli takımında da başarıyla forma giymiş, ilk Avrupa macerası yaşadığı Dinamo Moskova'da Avrupa şampiyonlukları da yaşamıştı.

Taurasi'nin en az iki yıl ceza alması bekleniyor. Geçen yıllarda rakiplerinde çıkan dopinglerle alay eden Fenerbahçe taraftarları -hiç ihtiyacı olmayan- bir oyuncunun, bir dünya yıldızının dopingli çıkmasına ne tepki verecek acaba?

Türkiye'nin tek "tarafsız" spor kanalı olmakla övünen NTVspor'da böyle bir dünya yıldızının yaşamış olduğu skandal, her saat başı haber bülteni yayınlamalarına karşın sadece bir kez bir kaç dakika ekrana gelirken, Aziz Yıldırım'ın konuk olduğu program ve o programda söyledikleri her haber bülteninde dakikalarca gösterildi.

Bu durumda gösteriyor ki, nontvspor.com gibi bir site açanlar yerden göğe kadar haklı.

2 Ocak 2011 Pazar

Oynamadıkları Yer Bir Boğaz Köprüsü Kaldı, Bir de Uzay...



Rafael Nadal ve Roger Federer.

Tenis dünyasının 1 ve 2 numaralı bu iki dev ismi takvim maçlarının dışında çeşitli organizasyonlarda ve gösteri maçlarında da karşı karşıya geliyorlar.

Hatta bu maçlar çok ilginç yerlerde olabiliyor...
Yarısı toprak yarısı çim bir kortta, yerden 300 küsur metre yükseklikte ve her tarafı açık olan bir kortta.

Bu ilginç maçlardan biri de Doha'daydı geçen gün. Doha'daki özel turnuva öncesinde bir gösteri maçı yapan ikilinin kortu bu kez su üzerindeydi. Gösteri maçı tanıtımı iyi yaptı amacına ulaştı.

Nadal ve Federer, yavaş yavaş hem başarılarıyla hem de ilginç yerlerdeki gösteri maçlarıyla Guiness Rekorlar Kitabı'ndaki yerlerini giderek arttırıyorlar. Maç yapmadıkları yer bir uzay kaldı bir de bizim boğaz köprüsü.

Bayanlarda yaptığımızı yapıp erkeklerinde ilk 8'ini alabilirsek İstanbul'a işte o zaman boğaz köprüsünde bir maç olur belki ama günleri ya bizler göremeyiz ya da Nadal ve Federer....

Ek bir bilgi, Doha'daki yeni yılın ilk turnuvasında finalde gene Nadal ve Federer vardı. Kazanan geçen yıl olduğu gibi Nadal oldu.