30 Kasım 2009 Pazartesi

Zlatan Ibrahimovic


El Classico'da gülen taraf Barcelona oldu. Ibrahimovic ilk 11'de sahaya çıksaydı acaba skor nasıl olurdu sizce. Bence çok daha farklı olurdu. Henry anlaşılan Irlanda ve el olayını unutamamış. Pek iyi oynayamadı. Ibrahimovic oyuna girdiği andan itibaren, çok iyi oynadı. Golünü de attı. Ama ne gol attı. Gerçekten çok güzel bir gol attı. Ibrahimovic hem derbi de Barcelona'nın yüzünü güldürdü. Hem de Barcelona'yı zirve'ye taşıyan isim oldu. Ah Kaka ile Messi'yi aynı takımda izleyebilsek hayat güzel olsa. Kaka Barcelona'ya alınsaydı ne güzel olurdu. Bir gün umarım ikisini aynı takımda izleriz. İşte o gün gerçekten hayat bayram olur.

25 Kasım 2009 Çarşamba

CL Ve Beşiktaş


Bugün CL'de çok güzel maçlar var. Özellikle Real Madrid ve Bayern Munih maçları oynanası maçlar. Gelelim Beşiktaş - Manchester United maçına. Manu kadrosunda Owen hariç hepsi genç. Genç kadro ile çıkmayı uygun görmüş Alex Ferguson. Bilmiyorum yine de bu kadroya karşı bile, Beşiktaş kadrosunu yeterli göremiyorum. Rüştü dejavu yaşamaz umarım. Kendisi Fenerbahçe'de oynarken Manchester'a karşı 6 - 2 kaybetmişlerdi. Umarım böyle bir şey olmaz ve Beşiktaş en azından berabere kalıp, geri döner diyoruz. Bol şans.

24 Kasım 2009 Salı

Barcelona - Inter Şampiyonlar Ligi

Bugün Barça ve Inter'in şampiyonlar ligi maçı var. Barcelona için çok önemli bir maç. Eğer bugün Barcelona Nou Camp'da beraber kalır, Rubin Kazan yenerse Barça elenecek. Geçen yılın CL şampiyonu elenecek şaka gibi. Eh bu işler pek belli olmuyor aslında. Bir önceki yıl bütün kupaları al. Bu sene ise, daha şimdiden elen. Bakalım bugün seyredip göreceğiz. Umarım seyir açısından güzel bir maç olur.

23 Kasım 2009 Pazartesi

Nefes Filmi

Bu adam uyuduğu için öldünüz. Kızmayın ona. Kızmayacaksınız. Kendinize kızın. Burası bir birlik. Arkadaşınla hareket edeceksin. O uyusa bile uyumayacaksın. Uyurken ölmeyeceksin! Uyursan ölürsün! Ölürsünüz! Sen uyursan herkes ölür. Bak ‘Hazırım’ yazıyor. Neye hazırsın? Uyurken ölmeye hazırsın. Uyumayacaksınız! Yemeyeceksiniz, dinlenmeyeceksiniz. Sizin cesetlerinizi, sizin cenazelerinizi ailelerinize göndertmeyeceğim. Ölmenizi yasaklıyorum.


18 Kasım 2009 Çarşamba

Arda Turan Domuz Gribi


Galatasaray futbol takımının kaptanı Arda Turan domuz gribi oldu. Yapılan testler sonucu, Arda da H1N1 virüsleri pozitif çıktı. Keşke grip bu kadar yoğunken İtalya'ya gitmeseydi. Büyük bir ihtimal virüsü oradan kaptı. Futbolcunun kendisine, yeterli bilgiler verilip 23 kasım'a kadar tedavisi sürecekmiş. Geçmiş olsun kaptan.

17 Kasım 2009 Salı

GS Bonus Card


Galatasaray Bonus Card reklamları dönmeye başladı. Özellikle Nonda ve Keita'nın oynadığı reklam çok güzel. Bu kart sahipleri bir çok imkan'dan da yararlanacak. Aslında kredi kartı yerine taraftar kart çıksaydı. Ya da ne bileyim GS Bonus Card'ın haricinde, taraftar kartı da olsaydı. En azından, benim gibi kredi kartı almak istemeyenler için iyi bir alternatif olacaktı. Umarım bu alternatifi de düşünürler. Ama tabi bunun dışında kulübe iyi bir getirisi de olacak. Böyle düşünürsek de almamız lazım.

16 Kasım 2009 Pazartesi

Bosna Volim Te



Bilen bilir anne tarafında kökenim Saray Bosna. Bosna, deplasmanda Portekiz'e yenildi. Ama, kaçırdıklarını görseniz Bosna'nın evlere şenlikti. Onları kaçırmasa, bu maçı çok rahat kazanacaktı. Çarşamba kendi evinde oynuyor Bosna. Evinde kazanır diye düşünüyorum. Niye diyeceksiniz. Çünkü arkalarında çok ateşli bir taraftar topluluğu var. Hele o meşale şovlarını netten bulursanız izleyin. Ev sahibi, deplasman demeden yakarlar hep. Takımlarına müthiş inançları var. Bunun yanında destekleri de var elbette. Dzeko Çarşamba günü gerekeni yapacaktır. 2 farkla bu Portekiz'i yenecektir. Zira Portekiz, bu yıl çok ruhsuz. Haydi Bosna üzme beni ve seni sevenleri.

Bu Olmadı De Nigris


Türkiye'ye gelen belki de tek meksikalı oyuncuydu. Onu ilk Antep'de oyandığı için tanıdık. Hele Fenerbahçe maçını kim unutabilir. Gol attıktan sonra meksikalılara özgü bir maske takıp, sevincini öyle yaşamıştı. Ama böyle birşey'den bile sarı kart yemişti. İyi bir golcü idi. Çok beğeniyordum. Hatta Galatasaray'a gelse iş yapar mı diye düşünmedim değil. Daha sonra Ankaraspor'a gitti. Ama kalbinde bir rahatsızlık vardı. O zamanlar daha 30 bile değildi. Daha sonra Ankaragücüne kiralandı. Yine gollerini atıyordu ara sıra. Kalbinde ki sorundan ötürü oynamaması gerektiğini söylüyordu doktorlar. Ama o aldırmadı. Larissa'ya gitti. Daha 3 ay olmuştu. Belki hırsına yenik düştü. Hayatı daha önemliyken oynamayı seçmesi. Ailesi de burada hatalı bir şekilde ikna edilip, futbolu bırakması sağlanmalıydı. Herşey para değildir. Bence sağlığı daha önemli idi. Ama o bu yolu seçti. Yunanistan'da kalp krizi geçirmiş. Ne diyeyim. Gerçekten çok üzüldüm. Bir yıldız daha kaydı. Seni hep maskeli halinde hatırlayacağız.



R.I.P Antonio De Nigris Guajardo.

13 Kasım 2009 Cuma

NBA'de Dün Gece'nin Ardından


Dün gece NBA'de sadece 2 maç vardı. Biri Miami Heat - Cleveland arasında. Bir diğeri ise, Lakers Phoenix arasında geçti. Miami maçı için üst biter, Lakers maçı için ise Lakers handikapı aşıp yener demiştim. Nitekim dediğim de oldu. Üst biten maçta ise, Cleveland deplasmanda Miami'yi yendi. Tabii bunda Lebron James'in 34 sayı atmasının da katkısı var. Lakers maçı ise, güzel bir maçtı. Kobe Bryant 26 sayı, Derek Fisher 29 sayı attı. Maçı kazanmasını bildiler. Fazla da birşey yazılacak maçlar değil. Lakers 7 - 1 ile seriye devam ediyor.

Fenerbahçe Ülker - Siena (Maç Yazısı)


Aslında maç başlamadan önce, Fenerbahçe'nin fark yiyeceğini düşünüyordum. Bunu düşünmeme sebep ise, Fenerbahçe'nin son haftalarda pek iyi olmaması. Ayrıca Siena'nın hem lig'de çok iyi olması, hem de Euroleague'de oldukça iyi olmasıdır. Siena Fenerbahçe hariç, şu ana kadar ki rakiplerinden ortalama sadece 58.5 sayı yedi. Dün ise Fenerbahçe'den 83 sayı yediler. Emir'i dün çok beğendim. Çok iyi oynadı. Türkiye'ye geldiğinden beri genç de olsa beğendiğim bir oyuncudur. Boşnak olması biraz da etken belki buna. Kinsey her zaman ki gibi mükemmeldi. Bu adamı cidden çok beğeniyorum. Atletik, hızlı, sayı atar, top çalar. Bizde olmasını çok isterdim. Greer de takımın iyilerindendi. Ancak şu var. Bu takıma Greer'in yedeği olacak bir guard daha alınmalı. Emir sürekli o pozisyon'da oynayamaz. Greer hemen hemen 4 çeyrek de oynayan bir oyuncu. Adam çok yoruluyor. Bu kadar yorulursa hafta sonuna çok yorgun çıkar. Ömer Aşık'a gelelim. Allah Fenerbahçe taraftarlarına sabır versin. Bu çocuk serbest atış atarken, heralde nasılsa atamaz diye bakıyorlardır. Ne yazık ki Ömer'in hiç iyi bir bileği yok. Buna biraz da Basketbol'a çok geç başlaması da etken. Misal ben başladığımda yaşım 11 12 idi. Ama bu çocuk çok geç başlayınca, böyle eksik yönleri de ortaya çıkıyor. Tanjevic niye hep ilk 5 bu çocuğu sürüyor anlamıyorum. Tamam belki oyuncuyu kazanmak istiyor ama bence Semih ve Oğuz ondan iyi. Giricek'e gelelim. Bu adam Tanjevic'in manevi oğlu falan mı acaba diye düşünmeye başladım. Hiç birşey yapamayan bu adamı niye oynatıyor. Arada bir 2 üçlük sallıyor işte. Tüm maç boyu 2 üçlük yazık. Fenerbahçe dün genel olarak iyiydi Siena karşısında ilk yarıyı önde kapattılar. Ancak yaptıkları bazı hatalar yenilmelerine neden oldu. Ömer o serbest atışları atmış olsa yenen Fenerbahçe olacaktı. Şu an Ömer'in serbest atışları atamıyor olması, pek sorun teşkil etmese de ileride büyük bir sorun yaratabilir. Düşünün çok kırıtik bir maç son 2 saniye karşı takım 1 sayı önde.Ömer serbest atış atıyor. Ama 2 atışı da atamıyor. Fenerbahçe yeniliyor ve Euroelague'den eleniyor. Bu çocuğun bu atışlarına bir an önce önlem alınmalı benden söylemesi.

Allen Iverson


Evvel ki gece Memphis'den ayrılacağının haberini aldık. O da haklı aslında. Yedek de oturacak bir oyuncu değil. Takım lideri olacak bir oyuncu. Kariyeri zaten belli. Ama bir koç geliyor, onu sürekli yedek oturtuyor. Eh kariyerli bir oyuncu olunca da kaldıramıyor bunu. Bundan sonra ne yapacak nereye gidecek hiç bilmiyorum. Aslında bana kalırsa, Philadelphia 76ers'a geri dönsün. Böylesine yetenekli bir oyuncunun kaybolacak olması üzüyor beni. Keşke biraz daha sabretseydin. Aslında NBA'e kadar gelip, adından bu kadar söz ettirmek herkesin harcı değildir. Annesi onu doğurduğunda daha 15 yaşındaydı. Annesi ile oturdukları ev, kanalizasyon şebekesinin hemen üzerinde olduğu için, sık sık lağım taşmasına maruz kalan anne ve oğul. Hanginiz böyle bir evde yaşayıp isyan etmez. Ama bu adam hiç isyan etmemiş. Size en garibini söyleyeyim bu adamın yeteneğini annesi keşfedip onu basketbol yollamış. Allen küçük yaşlarda basketbola bu kadar meraklı değilmiş. Çoğu zaman gitmemek için evin bir köşesine kaçıp ağlarmış. Hatta annesi sırf ona bu oyunu sevdirmek için, o kısıtlı imkanlarına rağmen, ona Jordan ayakkabıları gibi şeyler almıştır. Bir bilmediğiniz özelliğini daha söyleyim. Bu adam lise yıllarında Amerikan Futboluna'da ilgi duymuş. O kadar hızlıymış ki. Okulun hem Amerikan Futbol takımında, hem Basketbol takımında oynayıp, her 2 branş'a şampiyonluk getirip, her 2 dalda yılın sporcusu seçilmiş. Daha sonrası belli zaten Iverson'un peşinden koşan Üniversiteler. Daha sonra ise, NBA kariyeri başladı. Hala bana bu adamın nesini seviyorsun diyenler var mı.:)

Galatasaray CC - Fenerbahçe Ülker Maçı Öncesi


Hafta sonu güzel geçeceğe benziyor. Özellikle futbol'un olmadığı bir hafta sonunda herkese iyi gelecek. Fenerbahçe'de Emir, Kinsey, Greer, Semih gibi iyi oyuncular var. Bunun dışında son maçta oyuna giren Serhat Çetin var. Çok az süre alsa da bu az süre'de gayet iyi katkı yaptı. Galatasaray'da ise, Rancik, Jasaitis, Darus Washington gibi iyi yabancı oyuncular var. Bunun dışında yerlilerden Can ve Evren çok iyi oyuncular. Galatasaray'da en büyük sorun yerli oyuncuların maçlarda yeterince katkı yapmamaları. Yabancı oyuncular oldukça yüksek katkılar yaparken, yerli oyuncular aynı derecede katkıyı yapamıyor. Hafta sonu büyük bir ihtimal Abdi İpekçi dolacak. Şimdiden 7000 bilet satıldı bile. Umarım olaysız bir maç olur. Sahaya birşey atılmadan, herkes düzgün bir şekilde takımını destekler. Kimin kazanacağını da maç sonu göreceğiz.