21 Ekim 2010 Perşembe

Keşke Korksalardı. 1-3




UEFA Avrupa Ligi L Grubu maçında Beşiktaş, grup liderliği için çıktığı maçta, geçmiş yıllardan belalısı Portekiz ekibi Porto'ya kendi evinde 3-1 yenildi.

Maç büyük bir taraftar şovuyla başladı, KKTC'ye uygulanan futbol engellemesine yönelik balonlu tepkiler ve üst resimdeki "sakın korkma, sadece 132 desibel" yazan pankartlar dikkat çekiciydi.


Maçla birlikte Beşiktaş baskılı başladı oyuna, Guti, Aurelio, Queresma, Holosko, Rüştü gibi önemli eksiklere rağmen iyi bir oyun sergiledi. Yalnız Guti gibi öldürücü paslara sahip birinin ve Queresma gibi yıpratıcı bir oyuncunun eksikliği açıkça görüldü.

Kaleci Hakan'ın ne zaman ne tür bir oyun çıkaracağı muamma. Bazen öyle kurtarışlar yapıyor ki "Yahu bu adam niye milli takımda yok?" diyoruz, bazen de öyle hatalı goller yiyor ki, "Bu adam Beşiktaş'ın kalesini nasıl korur?" diyoruz. Bugün, ikinci kısıma dahildi Hakan. Taraftarda ıslıklarla kendisini protesto etti zaten.

Maçın İspanyol hakemi, ilk kırmızı karta kadar, Porto lehine bir görüntü çizdiyse de kırmızı karttan itibaren biraz daha dengeledi kararlarını.

10 kişi kalmış rakibi karşısında Beşiktaş'ın baskısının gol getireceğini düşünüyorduk ki, aksi oldu 10 kişi kalan Porto golleri buldu ve attığı 3 golle L grubunda tek başına liderliğine devam ettirdi.

Kasım'daki rövanşta iki önemli oyuncusu olmayacak Porto'nun. Buna Beşiktaş'ın sakat oyuncularının düzeleceğini de eklersek deplasmandan galibiyetle dönüp liderliğe tekrar ortak olmak sürpriz olmaz.


Son söz, pankarta. Bu pankart keşke, "Korkun, bu daha buz dağının görünen kısmı." şeklinde olsaydı. Bu yabancıların bize göre anlayışı biraz farklı. Belki de adamlar, o tribün baskısından korkacakken, bu yazıyı gördüler, sakinleşip oyunlarına baktılar.
Olur mu olur...

Hiç yorum yok: