20 Ekim 2010 Çarşamba

Bu Takıma Yakışmıyorsun Baros!



Milan Baros...

Çek futbolunun son dönemdeki yıldızlarından. Liverpool ve A.Villa, O.Lyon üst düzey takımlarda oynamış ama hiç birinde Galarasaray'daki gibi bir ortam bulamamış, kendisine yeterli derece de şans tanınmamıştı.

Şuanki, yönetimin yaptığı en başarılı icraatlardan biriydi Baros'u takıma kazandırmak. Önce, geldiği günlerde "Koyunun olmadığı yerde keçiye, "Abdurrahman Çelebi" derler." içeriğiyle bakılmıştı.

İlerleyen günler gösterdi ki, adam koyun, keçi değil, harbi aslanmış. Futbol fakiri birini getirip takımı izlettirsen ve sorsan: "Şu adamlardan hangisi alt yapıdan yetişmiş gibi, yıllardır takımdaymış gibi, aldığı paranın hakkını verirmiş gibi, sarı-kırmızı renklere gönül vermiş milyonlarca insanı mutlu etmek ister gibi oynuyor?" diye, vereceği ilk cevap: "15 numara" olur.
Kimsin sen Milan Baros?

Kendini ne sanıyorsun? Arkadaşların yan gelip yatarken sen neden çırpınıyorsun? Millet sahada adım atmaya üşenirken, sen neden kendini sakatlarcasına, mücadele ediyorsun? Bu kadar millet geri zekâlı da bir sen mi akıllısın?

Kendini dokunulmaz gören insanlar, dokunulmaz olmadıklarını anladıkları andan itibaren başlarındaki insanı göndermek için bin türlü kumpas kurarken, sen niye aralarına girmiyorsun? Adamlar gol yemek, yedirmek için uğraşırlarken, sen kimsin ki onların açıklarını kapatmaya çalışıyorsun?


Sakatlanıp çıktığın anda 10. binler stadda, milyonlar ekranlarda, gözleri dolu, boğazlarında düğümlenmiş hıçkırıklarla seni alkışlarken, sen niye alkışlara karşılık verip, sahada annanan arkadaşlarının tepkisini, sinirlerini neden hoplatıyorsun?


Sen bu takıma yakışmıyorsun Milan Baros. Bu takım senin bildiğin takım değil. Senin "aslanlar arenası" olarak gördüğün, geldiğin takım bu değil Baros. Bu takım, "çakallar, sırtlanlar arenası." Tek başına bir halt yiyemezler bilirsin, ama bir üşüştüler mi sülalecek fil olsan, gergedan olsan canını kurtaramazsın.


Bak, Rijkaard'ın başına üşüştüler, aldılar canını. Tamam, fazla bir etki gösteremedi ama bu çapulcu sürüsüne yem edilecek adam da değildi. Sonunu gördün, sen sen ol sözümü dinle.


Şu saatten sonra, o çakal, sürüsünde bir eksilme olmazsa, devre arasında bilemedin yıl sonunda git burdan Baros, git! Sen bu çakal sürülerinin arasına yakışmıyorsun. Biz bağrımıza taş basar, yokluğuna göğüs gereriz.

Milan Baros denildiğinde, aklımıza attığın gollerden sonra taraftara doğru kollarını açarak koştuğun an gelir, hüzünleniriz, üzülürüz ama SENİN GİBİ ADAMI BU ÇAKALLARA YEDİRMEYİZ.

Hiç yorum yok: