21 Ekim 2010 Perşembe

Biz Annemizin Ligine Geri Dönelim...





Şampiyonlar Ligi'ndeki tek temsilcimiz Bursaspor, grubundaki 3. maçını dün gece Old Trafford'da M.United'e karşı oynadı ve gene kaybetti. 1-0.

Dün maçı izlediniz mi bilmiyorum ilk yarı biterken Bursaspor'dan bir tek şut gelmişti o da kaleyi tutmadı. Kaleyi bulan ilk Bursaspor şutu 90. dakikada geldi.

Spor Toto Süper Lig'de takır takır gol atan, boş maç geçmeyen Bursaspor, şampiyonlar liginde hem puan hem de gol olarak 3'te 0'la gidiyor.

Gençlik döneminde Galatasaray'ın her transfer dönemininde peşinden koştuğu ama bir türlü alamadığı ve 30'unu devirdikten sonra Bursa'ya gelen Insua tam bir fiyasko. Adam, ara pas bile atamıyor daha, yerli yersiz koşturup duruyor.

Bir hafta önce yaptığı Almanya kaçamağı sonrası kadro dışı bırakılan ve sonra tekrar takıma alınan Volkan Şen, bal yapmayan arı misali kendi çapında bir şeyler yapmakla uğraşıyor. Ayağına her top aldığında ille bir iki adam geçecek, sıfıra kadar inecek de ondan sonra pas verecek. Biraz daha takım oyununu benimsese, aldığı toplarla adam geçmek için kondisyon harcayacağına, tek toplarla, duran toplarla oynama alışkanlığı kazansa Bursaspor için daha iyi olmaz mı?

Ertuğrul Hoca, ne anlatıyor çok merak ediyorum. Bursa'nın oyununa bakarsak, sanki: "Top yekün defans yapıyoruz, boş yakalayıp atarsak ne alâ, atamazsak bari yemeyelim." demiş gibi. Bir türlü saldıran, rakip sahaya yerleşmiş Bursa göremedik.

İlk maçlar tamamlandığında, daha önceden Fenerbahçe'nin şampiyonlar ligine ilk katıldığı yıllarda aldığı sonuçlardan sonra dillere pelesenk olmuş bir söz Bursaspor'a uyarlandı adeta. "Biz, annemizin ligine geri dönelim." Zira, tamamlanan ilk maçların sonuçlarına ve oyananan oyuna bakarsak, Şampiyonlar Ligi gömleiği Bursaspor'a bir kaç beden büyük geldi.

İnşallah, ikinci maçlar başlayınca forma bedene uyar. Biz de gururla izleriz, "işte bizim şampiyonumuz bu." diye.

Hiç yorum yok: