17 Ağustos 2011 Çarşamba

Yunan Dediğin....



Spor içerikli bir bloğuz, spor üzerine yazmamız gerekiyor ama bu yazı spor içerikli olmayacek şimdiden söyleyeyim. (Belki okumak istemezsiniz diye en baştan haber vereyim dedim.) Gene de bana bu yazıyı yazdıran biraz önce biten Olimpiyakos - Galatasaray maçı.

Maç güya dostuk maçı ama ortada her türlü çirkeflik var. En başta hakem de sorun var.

Ne biçim adamsın kardeşim sen? Hiç mi aynaya bakmıyorsun? Bizimkiler "bu kadarı da fazla" diye korku filmlerinde bile oynatmazlar seni. (Korkunç demek biraz iltifat gibi ama diğer kelimeleri kullanmak istemedim.)

Yunan'lara dokunduğun anda düdük çalıyor, adamlar karga tulumba indiriyorlar, meymenetsiz herif hemen "kalk kalk" işareti yapıyor.

Gökhan Zan'a yapılan hareketi A.Madrid maçında gözünün önündeki elle oynamayı göremeyecek kadar kör olan hakem 6'lısı bile kırmızı kartla değerlendirirdi. Bizim papaz kılıklı hakem küfreder gibi sarı kart verdi. O dakikadan sonra belli oldu ki bu maçta kırmızı kart çıkmayacak.

"Hadi Fatih hoca" dedim. Bağır şunlara: "Kafa, göz ne denk gelirse dalın aslanlarım." yapmadı.

Neyse, gelelim diğer konuya...

Biz niye hep dost olmak zorundayız?

Ermeni cumhurbaşkanı "Ağrı'yı biz alamadık görev yeni nesile düşüyor." diye kaşındığının işareti açıklamalar yapar bizim cumhurbaşkanımız gider, hiç bir şey olmamış gibi kendine topluca küfreden ermeni taraftarlara el sallar.

Bizi arkadan vuran ermeniler ülkemize gelecek diye topluca Azeri bayrağı toplama çalışmaları başlatır, elinde bayrak gördüğümüzü içeri atarız.

Elin fransızı seni avrupadan atmak için dünyayı ayağa kaldırır, biz elimizdeki en büyük koz olan Nato'nun silahlı kanadına fransızları "ağızlarına bal çalarak" sokarız. Kardeşim, "Avrupa Birliğine almazsan, avucunu yalarsın Nato" yerine diyecek bir babayiğit yok mu?

Peygamberimiz'e yönelik hakaret içeren yazılara "basın özgürlüğü" diyen denyonun Avrupa Birliği başkanlığına ancak ülkemize gelip sırtımızı sıvazlayana kadar karşı çıkarız.

Yunan'lar (Yunan'lılar değil) her fırsatta çirkeflik yaparlar, karasularımıza girip balıkçılarımızı taciz ederler, hava sahalarımıza girip uçaklarımızı taciz ederler. Maça gideriz bizi taciz ederler. Bizim bir "Bak kardeşim, şurama dokunmadın, hadi oraya da dokunda kurbağalar kısır kalmasın." demediğimiz kalır.

Alttan aldıkça alta gidiyoruz Allah'ın bir kulu da çıkıp dur demiyor. Bak geçmişine mübarek.

Üsteledikçe üstünsün. Ne zaman kıpırdadın, o zaman saygı duyuldun. Dişini gösterdikçe büyüksün. Başka türlü bu adamlar yola gelmez.

Rahmetli Özay Gönlüm'ün dediği gibi:
"Yunan dediğin durur durur, kudurur.
Attın mı tokadı, ...ünün üstüne oturur."


(*) Bazı kelimeler bilinçli olarak küçük yazılmıştır...

Hiç yorum yok: