22 Ağustos 2011 Pazartesi

Dam Üstünde Saksağan....




Türkiye Futbol Federasyonu, ortaya kuyuya son günlerde bir taş attı "Şampiyonluk için playoff sistemi getireceğiz." diyerek. Yani, lig bitince ilk 4'e giren takımlar kendi aralarında şampiyon olmak için tekrar maç yapacaklar toplam 6 kez. Biraz, Bank Asya'dan 1. ve 2. sıra haricindeki takımların süper lige yükselme mücadelesi gibi.

Gelelim işin diğer boyutuna.

Falanca takım 34 maç yapacak, 2.ye 5 puan, 3.ye 11 puan, 4.ye 17 puan fark attı diyelim. Lig bitince herkes tatile girecek bu 4 takım kendi aralarında maç yapacak. Ligi 4. sırada bitiren takım son bir gazla 1. sıradakini yenecek ve şampiyon olacak. Ee, nerde kaldı adalet? Adamlar bir yıl boyunca emeklerinin (işin içine şike karıştırmadan) karşılığını almayı beklerken, son adımdaki yorgunluk yüzünden şampiyonluğu kaybedecekler. Tamam futbol'un adaleti yok diyoruz ama o kadar da değil.

Futbol severler ve yayıncı kuruluş için iyi haber mutlaka. Fazladan maçlar oynanacak, fazladan yayın paketi satılacak falan filan. Kulüpler için de iyi olabilecek noktalar var. Sezonluk kombine haricinde, playofflara mahsus kombineler, formalar vs. vs.

Peki, madalyonun diğer yüzü? Biraz önce değinmiştik, sezonu en ön sırada bitiren takımın hakkı diye. Bir de işin maddi boyutu var. Takımlar, oyuncularına maç başına ödeme yapıyorlar, bu fazladan ödeme yapmak değil mi? Normal halde devam ederken bile "paralarımızı alamadık" diye ha bire kazan kaldıran oyunculara bu ödemeler nasıl yapılacak?

Sezon başında hedefler hep şampiyonluk için belirlenir. Kime sorsan, "Hedefimiz mutlu sona ulaşmak." diye cevap alırsın. O zaman diyecekler ki. "Hedefimiz 4. sıra. Nasılsa şampiyonluk potasına gireceğiz."

Federasyonun bu taşı kuyuya attığı zamanlamaya dikkat ettiniz mi? Şike iddiaları yüzünde aldıkları her kararla biraz daha bataklığa girdikleri bir dönem. Her taraftan kıskaca girdiler, bir çıkış yolu, rahatlama ânı arıyorlardı, uyanığın biri böyle bir söz attı ortaya başardı da. Aylardır şike üzerine, federasyonun beceriksizliği üzerine saatlerce yayın yapan kanallar, sayfalarca yazılar yazan gazeteler hep bu playoff saçmalığını konuşur oldu. Amaçları gündem değiştirmek, okları başka yöne yöneltmek olan federasyon çok iyi başardı bu işi.

"Ligimizin kalitesi, futbol değeri yükselecek." diyen federasyon yetkililerinin Türk futbolunu götürdüğü nokta işte bu. Hedef olarak şampiyonuluğu değil, playoff potasına girmeyi amaçlayan takımlar oluşturmak.

Bizim ligimiz şimdi İspanya, Almanya, İtalya Lig'leri gibi kalitesiz, sıkıcı. O zaman Hollanda Ligi, İskoçya Ligi gibi kaliteli liglerimiz olacak. Tribünler her maç ortalama 25.ooo seyirciyle dolacak. Hafta sonu şehrimizin takımının maçına gitmek boynumuzun borcu olacak. Afrika açlık çekmeyecek, Ermeni'ler "Biz her yalan söyledik, aslında soykırım falan yok." diyecekler, Yunan'lar 12 adayı geri verecek. Musul-Kerkük bizim olacak, Avrupa Birliği bizi başının üstüne koyacak, Amerika dünyanın jandarmalığını bırakacak, İsrail, Filistin'den özür dileyip topraklarını geri verecek. Messi Real'e, Mourinho Barça'ya gidecek. Ajdan Pekkan estetik yaptırmayacak, Ajdar bir daha albüm yapmayacak, Zeki Müren'de bizi görecek.....



Hiç yorum yok: