TKBL finali ve olanlar hakkında yazmayı düşünmüyordum ama biraz önce aldığım haberler bu yazıya mecbur kıldı. Final serisine gelene kadar Fenerhahçe yönetiminin, -büyük bir talihsizlik sonucu ayrılmak zorunda kalan- Taurasi'yi en azından finallerde oynatmak için gösterdiği gayret boşa çıkınca diğer yerli transferler devreye girdi. (Yeni antrenör Turgay Demirel, Pivot Murat Biricik - Guard Serkan Emlek - Forvet Uğur Özen, PF. Recep Ankaralı vs.)
Taurasi ve dolaylı olarak Taylor'ın gitmesinden federasyonu sorumlu tutarak -daha maçlar oynanmadan- "şampiyonluğumuzu çaldınız" diye ortalığı ayağa kaldıraran Fenerbahçe yönetimi diyet olarak şampiyonluğu istedi, T.Demirel'de Aziz Yıldırım'ı kıramadı. Çünkü o koltuğa sayesinde çıktığını, bir olumsuz cevapta bir daha böyle bir imkanı bulamayacağını biliyor. O yüzden diğer bütün takımları bir tarafa bırakarak her denileni yapıyor. (Biz de buna binaen şöyle bir yazı yazmıştık daha önce: http://sportifkeyif.blogspot.com/2011/01/sen-kimin-federasyonusun.html)
Yazılarımızı yazarken tarafsız olmaya gayret ediyoruz, özen gösteriyoruz ama öyle bir uygulama var ki artık herkes bir tarafa, azınlık diğer tarafa geçince haliyle yazmadan olmuyor.
Final serisinin ilk maçında -son maça nazaran- daha az hakem hatası vardı. R.Ankaralı herkesçe bilinen biri artık, maçın kıyısından köşesinden ikram vermeden duramıyor. O maçta dişediş bir mücadele vardı, sonunda Fenerbahçe kazandı. 2. maçta Galasaray kazanınca baktılar ki bu iş ters gidiyor, diyet ödenmeyecek, çarklar dönmeye başladı.
Rakip takımdan habersiz 4 saat içinde 3 kez hakemler değiştirildi. Maç esnasında yapılan bariz hatalar es geçildi. Nevriye'nin Bahar'a çektiği elense görülmezken, Bahar'ın topa müdahalesi foul sayıldı.(ki bu müdahale sonucunda top doğrudan dışarıya çıktı.) Son sayıda biz basketbol severlerin "3 adım" olarak tabir ettiği pozisyona giren Anna, gaza gelip 5-6 adım atmasına rağmen topla yürüme verilmeyip basket faul verildi. Şimdi sıkı durun, Fenerbahçe'ye verilen faul sayısı 94(doksandört). Bir bilgi verelim, NBA Playoff'larında bile bir takıma bu kadar faul verilmedi. Buna karşılık Galatasaray'ın aldığı faul 35. Artık siz yapın değerlendirmeyi.
Bizim sözümüz, Fenerbahçe'nin galibiyetine değil bu galibiyette sahadaki oyunculardan çok masa başı adamlarının emeğinin geçmesine. Ahtapotlar çeksinler mikrop bulaşmış ellerini sporumuzun üzerinden Fenerbahçe'de bileğinin hakkıyla gelsin yensin Galatasaray'ı. Galatasaray'lılar da gider paşa paşa eder tebriklerini. Böyle bir şey olur mu diyebilirsiniz ama bir kaç bin kişilik Caferağa'daki holiganın ettiği küfürlere karşılık 10. küsur bin kişinin aynı şekilde davranmaması anlattıklarımızı destekleyen bir örnek.
Yalnız Aziz Yıldırım'ın hakkını vermek lazım. Adam hakikaten büyük yöneticiymiş. Bir adam tek başına bir kulüp ve en az 4-5 tane federasyon yönetiyor. Bugüne kadar bu kadar işlevsel bir başkan görmedi bu ülke. Vallahi helal olsun.
Başlıkta sormuştuk ya olmayan hapın değeri nedir diye? Yazılanlardan tam anlaşılmadıysa ufak bir cümleyle verelim cevabı. Olmayan 1 gr. hapın değeri milyonlarca insanı ve emeği hiçe sayarak, sayesinde sıcacık koltuklara oturdukları kişilerin emeklerine yağ sürmek. (Yalnız Ceyhan Bld.sini kimse hatırlamadı işin garip tarafı.)
Bitirmeden önce, Fenerbahçe'li oyuncuların kutlamalarda giydikleri tişörtte yazan yazıyı hatırlayalım. Ne yazıyordu: Her şeye Rağmen Şampiyon! Yazıyı iyi bulmuşlar aslında. Çok geniş anlamlar içerdiğinin farkında değiller sanırım. Yoksa uçlarının kendilerine dokunduğunu farkedip yazmazlardı.
Haa unutmadan bir bilgi vereyim: Bütün "şey"ler ayrı yazılır....
3 yorum:
guzel olmus bu yazin.
Güzel yazı olmuş. Ellerinize sağlık. Hala şu final serisinde olanlardan dolayı sinirim geçmedi. Bütün yılın emekleri bu kadar çabuk silinemez. Diyet başarıyla ödendi. Tebrikler fenerasyon!
seneye. daha iyi bir takimimiz olacak. insallah sampiyonluk da olacak merak etmeyin.
Yorum Gönder