10 Şubat 2011 Perşembe

Düşünme, Yap!

Dün milli takımımızın G.Kore ile hazırlık -ya da dostuk diye tabir edilen- maçı vardı. Milli takımımızın genetik hastalığı olan bu tür maçları tınlamama özelliği gene devam etti. Başladığı gibi sıkıcı, pozisyonsuz, ümit vermek yerine zaten az olan ümitlerimizin köküne kibrit suyu dökerek maç bitti.

Maçta dikkaç çeken bir isim var, tabii ki kaptanımız Emre. Futboluyla dikkat çekti demeyi çok isterdim ama maalesef gene yaptığı çirkefliklerle dikkat çekti.

Galatasaray'da, İnter'de, N.United'de ya da Fenerbahçe'de yapmış olduğu çirkefliklerden bahsetmiyorum. Onlar ayrı mesele. Herkesi sinir eden, kaptanlığını yapmış olduğu milli takımda yaptıkları çirkeflikler.

G.Kore ile tarihi bir yakınlığımız var, adamlar bize her yönüyle minnettar. Sahadaki futbolcuların yeni nesil olduğu için pek haberleri olmayabilir ama Emre, sen her şeyin farkındasın, her şeyi biliyorsun. En çok didişmemiz gereken ya da daha doğru bir ifadeyle onlarla didişsek kimsenin tek kelime demeyeceği Yunanlar'la oynadığımız resmi maçlarda bile böyle bir çirkeflik olmazken, bu tür bir karşılaşmada senin yaptığın hangi kategoriye girer?

Sen milli bir oyuncusun, kaptansın. Kişisel duygularınla değil, takımı düşünürek oynamalısın. Adam yaptıysa faulünü, tut kendini o yesin kartı. Hadi tutamadın tepkini gösterdin yedin kartı. Ne diye intikam almak için adamı sakatlarcasına giriyorsun? Kulüp maçı mı bu, amatör kümede mi oynuyorsun? Aklın yok mu, kırmızıyı göreceğini bilmiyor musun?

Kartı yedikten sonra da "üstüme düşeni yaptım" der gibi gidiyor artık. Üstüne düşen ne biliyor musun Emre? Hani geçenlerde bir açıklama yapmıştın Azerbaycan maçından sonra. "Bırakmayı 1-2 senedir ciddi ciddi düşünüyorum." diye. Ne diyoruz biliyor musun millet olarak? Düşünmeyi bırak artık Emre, bir an önce yap!

Hiç yorum yok: